- Katılım
- 11 Kasım 2012
- Mesajlar
- 870
- Beğeni
- 718
- Puanları
- 93
 
	
	 
		  
	
	Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için 
	Giriş yap veya üye ol.
  antik kenti Fethiye – Kalkan arasındaki bereketli Xanthos vadisinin  güneybatı ucunda yer alır. Ana yoldan Gelemiş yoluna sapıldığında 5  km.lik yol bizi Patara harabelerine götürür. Son yapılan kazılarda M.Ö.  VII. yüzyıla ait seramiklerin ve paraların bulunması Patara’nın tarihini  daha eskilere götürmemize sebep olmaktadır.Apollon tanrının doğduğu yer olarak bilinen Patara, Lykia’nın en önemli ve en eski şehirlerinden birisidir. Hitit Kralı IV. Tudhaliya (M.Ö. 1250 – 1220) Lukka seferi sırasında “Patar Dağı’nın karşısında adaklar ve armağanlar yaptım, steller diktim, kutsal mekanlar inşa ettim” demiştir. Bundan da anlıyoruz ki Hitit Çağı’nda Patara, Patar adıyla vardı. Patara, Xanthos vadisinde denize açılabilecek tek yer olması nedeniyle tarih boyunca önemli kent olma özelliğini her çağda devam ettirmiştir. Yeni kazılar onun eski tarihini de ortaya çıkarması bakımından çok önemlidir. O nedenle şimdilik şehrin tarihini M.Ö. VI. ve V. yüzyıla kadar çıkarabiliyoruz. İskender’e kapılarını açarak yıkılmaktan kurtulan şehir, İskender’in ölümüyle M.Ö. 315′te Antigonos’un ve M.Ö. 304′te Demetrios’un işgalinden kurtulamamıştır. Daha sonra Mısır’daki Ptolemiaios, Philadelphos’un eline geçmiş, Mısar kralları döneminde ismi bir müddet Arsinoe olmuşsa da bu isim daha sonraları benimsenmemiş, Patara M.Ö. 190 yılında III. Antiokhos tarafından zapdetilmiştir. Livius’un M.Ö. II. yüzyıla girerken yaşanan
	 
		  
	
	Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için 
	Giriş yap veya üye ol.
k  Antiokhos dönemi olayları ile bağlantılı olarak Patara için söylediği  “Caput gentis” deyimi, yani soyun başkenti deyişi onu diğer kentlerin en  başına yüceltir.Lykia Birliği içindeki Pınar’a, Xanthos, Olympos ve Myra gibi Patara da üç oy hakkına sahipti. Birlik toplantıları çoğu kez birliğin limanı durumunda olan Patara’da yapılmakta idi. Roma egemeliğine geçtikten sonra da önemini yitirmeyen Patara, Roma valiliklerinin adli işlerini gördüğü bir merkez oluşu yanında Roma’nın doğu eyaletleriyle bağlantısını kurduğu bir deniz üssü olarak da önemini korumuştur. Patara aynı zamanda
	 
		  
	
	Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için 
	Giriş yap veya üye ol.
’dan  Roma’ya nakledilen tahılların depolandığı ve saklındığı bir limandı.  Onun için İmparator Hadrian zamanında Andriake de olduğu gibi burada da  büyük bir hububat ambarı yapılmıştır. Roma İmparatoru Hadrian karısı  Sabine ile Patara’ya gelmiş, bir müddet burada dinlenmiştir. Roma  İmparotorluk çağında Lykia ve pamphylia eyaletinin başkenti olan Patara,  Apollon’un önemli bir kehanet merkezi olarak da ün yapmıştır. Eski  yazarlar kışın burada, yazın Delos’ta kehanette bulunulduğunu  kaydederler. Şehir Bizans döneminde de önemini devam ettirmiş,  Hristiyanlar için önemli bir merkez olmuştur. Zira “Noel Baba” diye  anılan Saint Nicholaos, Pataralıdır. Ayrıca St. Paul Roma’ya gitmek için  Patara’dan gemiye binmiştir. Böylece Erken Hristiyanlık döneminde bir  Piskoposluk merkezi olmuştur. İmparator Konstantin’in başkanlık ettiği  M.S. 325′teki Nikaia konsülünde Lykia’nın tek imza yetkilisi din adamı  Eudemos’un Patara Piskoposu oluşu kentin bu devinde gözde oluşunun  kanıtıdır. Ne yazık ki bundan sonra Patara’da şansızlıklar başlamış,  tanrılar ve kutsalkişiler buraya yüz çevirmiş gibi 1600 m uzunluğunda ve  400 m genişliğindeki liman kumlarla dolmuştur. Böylece gemiler  yanaşamamış, bu da Patara’nın yavaş yavaş önemini yitirmesine sebep  olmuştur. Günden güne kumlarla örtülen Patara kumların altında uyuyan  güzel olarak günümüze kadar gelmiştir.ALINTIDIR...
 
				 
 
		 
 
		 
 
		 
 
		